Zihnen yorgunum ayaklarım hiç tutmuyordu Kararına Harfiyen kurallarını uyguluyorum ayrılığın Ve gül ekiyorum mezarına Ölüm Allah’ın emri Ama yaşıyorum zararına Sadece susmayı bildim Gördün, konuşsaydın bitmeyecekti Gerçi konuşmaman iyi de oldu Konuşsan dön diyecektim! Diyemedim, diyeti çok pahalı ödüyorum Yaz beni Bulutlar azalırsa güneş doğar az gelir, Hüzün batar yüzün güler yaz gelir Konuşsa dön diyecektim Konuşmadı diyemedim O yüzden as beni, Celladım ol iskemleye vur Kopsun aşım, akılsızım sevmeyecektim Konuşmak istemiştim ölmeyecektin Zaten konuşsaydın neyi önleyecektim?
Düşüyorum bir merdivenin boşluğuna Biriken bütün kini harcıyorum yokluğuna Bir şişenin en dibinde hayat arıyor gözlerim Kızıyorum ne salladıysa yuttuğuma
Az evvel öldüm Ama yeniden doğan biriyim sanki Kocaman üzüntülere hakim Neden bütün şehir sakin? Neden yaşamak ağır bir iş ölümse tatil? Zararım kendime Zararım bir tek sana belki de Yanan bir orman, kanadı kırık bir kuş Üstümde yıllarında tecrübesi var bi de Ne üzülmüşüz harbiden Etrafta sigara dumanı dans eder Bahsi oynatan kazanır oynayan kaybeder İki gözüm bu yüzden iki gözümüz derbeder Sessizliğini dinliyorum evimden Delirmem İnce, suskun ve derinden Fırtına sallıyor güvertemi Bir güvensiz bekliyor güvenmemi Aklınca haklılıklar yaratıyorsun aniden Tırmalıyor gövdemi kar Ve masumiyet izleri, Kibar bir dolunayın beyazlığına kandım Birisi bekliyor sevilmeyi Yangınım inceden Komşun açken, kaynıyor tencere Maalesef hiç kimse aynı değil bu dünyada Üzgünüm farklı her pencere Öylece gider diye gönül koyuyordum Çok severim belki diye ödüm kopuyordu Ve parlıyordun yıldızım, gökyüzüm, firarim Artık iyi niyetime sönük duruyorsun Diyemedim, diyeti çok pahalı ödüyorum Yaz beni Bulutlar azalırsa güneş doğar az gelir Hüzün batar yüzün güler yaz gelir unutma Bazen ölüm bile yaşamdan haz verir
Düşüyorum bir merdivenin boşluğuna Biriken bütün kini harcıyorum yokluğuna Bir şişenin en dibinde hayat arıyor gözlerim Kızıyorum ne salladıysa yuttuğuma